beyaz melek

  1. istinye park'ta bu akşam galası yapılacak film. fragmanlarından anladığımız üzre yaşlıları huzurevine yatıranlara fırça kayan bir film sanırsam. yıldız kenter filan oynuyor. beyaz melek olayı da şurdan geliyor, bi sahnede yıldız kenter diyor ki:ölüm anında herkes tek bir melek görür ; beyaz melek. böyle edebi bişi işte. *
    (mistaneek 12.11.2007 19:25)
  2. (bkz: ben yaptım oldu)
    (beyaz atin suvarisi 12.11.2007 19:43)
  3. genellikle hemşireler için kullanılan tanımdır. onları o beyaz üniformaları, beyaz kepleri ve güler yüzleri kadar, hastalara şefkatle yaklaşmaları da anlatılmak istenmiştir. günümüzün sağlık sistemi ve sektörü, her birini ister istemez birer şeytana dönüşmeye zorlamaktadır, ayrıııı...
    (hazeyame 12.11.2007 23:52)
  4. tüm önyargılarıma rağmen sonunda "olmuş" diyerek çıktığım bir film. geçen pazar günü, kanyon'un dev salonlarından birinde, salon tıka basa dolu olduğu için en önün bir arkasındaki sırada izledim beyaz melek'i. oyuncuların performanslarıyla ilgili bir şey söylemek haddim değil. her biri (birkaç yeni oyuncu dışında, başrolleri paylaşanların tümü) yıllarını sahneye, beyaz perdeye vermiş isimler. onları seyretmek, aralarındaki diyalogları takip etmek keyif verici. hiç beklemediğim halde filmin ilerleyen bölümlerinde olağanüstü bir görsel şölen var. tuz gölünde gün batımı izlemek, ölmeden önce yapılacaklar listesinde. (ömür vefa ederse) . ve tabi ki acı var... hüzün, çaresizlik ve derin bir keder var. tüm gardların düştüğü bir yerde, sıkça söylenen "kimin ne olacağı belli değil" cümlesinin gerçekliğini yaşamak var. "ya ben de... ya benim kaderimde de..." bu belirsizlikle yüzyüze getirmekte insanı.

    okuduğum kimi eleştirilerde söylendiği üzere filmde doğu'yu övme, batı'yı yerme gibi bir amaç olduğunu düşünmüyorum. birinin sahip olduğuna siz değilseniz, onun sahipliği size hakaret değildir. erdemler gökten inmiyor insanlara.

    velhasıl, iyi ki izlemişim, dediğim filmlerdendi.

    edit: mahsun kırmızıgül'ün perdede dublajsız daha gerçek durduğunu düşündüm filmi izlerken.
    (kimsekim 06.12.2007 17:20 ~ 06.12.2007 17:22)
  5. evet gittim*,gördüm,geldim dediğimdir. fragmanını ilk kez izlediğimde *,gözlerimin dolu dolu olmasına sebep olmuştu kendileri ta ki mahsun kırmızıgülü görene kadar. sonraları aldığım duyumlar ve gözlemlerim sonucun da nolucak canım mahsun kırmızıgül ağabiyimiz de iyi birşeyler yapmıştır diyerek takriben 2,5 saat önce izlediğim filmdir. *

    ilk önce şunu itiraf etmeliyim bir şaheser beklemiyordum, bu bakımdan beni tatmin etmeyen filmi bombardımana tutacak değilim. ama gözardı edemeyeceğim bir gerçek var ki bu film bir konuda beni hayal kırıklığına * uğrattı. ben şahsen bilmem kaç yüzyıldır ağlayamamamın bana verdiği sıkıntıyı salonda hüngür şangır ağlayarak atmak istemiştim ama olmadı *. nedenini niçinnini bilemem * * kısmet değilmiş diyim keselim de tadı kaçmasın.*

    filmden çıkardığımız ana fikre de değinmeden kendimi alamıyacağım * filmin son karesinde toplumsal mesaj içeriğini izleyen herkes görmüştür.görmeyenler için kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse huzurevlerinin yüzde büyük bir çoğunluğu büyük şehirlerde bulunmaktaymış. çok küçük bir kısmı da anadolu da hatta burda huzurevleri kullanılmadığından yüzde beş oranında kapatılıyormuş. ben şahsen böyle bir şeye göz yumamam bizzat birilerini yerleştirirm. bir huzur evi kolay mı açılıyor.*))

    * * *
    (ha1ime 18.12.2007 00:14)
  6. (bkz: kara melek)
    (tulkas 18.12.2007 21:41)
  7. eleştirilerin bilindik olduğunu varsayarak başlıyorum...
    doğu insanının anne babasına sahip çıkıtğını batıdakilerin ölüme terk ettiğini insanların gözüne sokmaya çabalamışsın mahsun'cum. ayıp...
    herkes aynı değil.kuyruk acının büyüklüğünü farkettim. kendini ispatlama çaban yersiz.kimse bununla fikir edinmeyecek.herkesin bir fikri zaten var...
    sanmayın komik milliyetçi hassasiyetlerle bunu yazıyorum. işin o tarafıyla hiç alakam yok. sadece bunu yaparak bu kadar mükemmel bir kadronun ortaya koyabileceği güzel bir hikayeyi mahfetmişsin. sitemim o yüzden.
    kadro demişken elbette tartışmasız isimler var. hepsi üstadlar sahnenin adamları. ancak mahsun kırmızıgül o kadar yetersiz kalmışki malesef koca filmde bunca ustaya rağmen "işte budur" dedirten tek bir sahne yok.evet konu çok iyi seçilmiş,özenle yazılmış bir hikaye. ama seyirciyi demogojiyle yada gözyaşıyla kandıramıyorlar artık. filmin sahneleri birbirinden zayıf karelerle dolu.
    seyir boyunca hadi evet şimdi sağlam bi sahne gelecek galiba dedimse de nafile bir bekleyiş oldu.filmin bende bıraktığı izlenim için sinemaya gidip para ve zaman harcamaya gerek yoktu.
    tek bir cümlede bende aynı etkiyi bırakırdı.
    "yaşlılarınıza sahip çıkın yoksa onlara eziyet ederler ve söylemeselerde büyükleriniz onaları bakım evine terketmenize çok üzülürler."
    film denen şey bundan çok daha fazlasıdır....
    (anarsi nerede anarsist orada 25.01.2008 03:39)
  8. sinemada dört hatun yanyana izledik bu filmi,hayatımda hiç bir filmde bu kadar ağladığımı anımsamıyorum ,ya tamam ben çok duygusalım ama yanımdakiler benden daha çok ağladılar film çıkışı tuvalette makyaj tazelemeye gittiğimizde ağlamaktan gözlerimiz kıpkırmızıydı bu kadar söylüyorum.
    (kinslayer 18.09.2008 07:11)
  9. İzlediğim süre boyunca beni hüngür hüngür ağlatan, burun çekme aralarında da Mahsun Kırmızıgül'e arka arkaya sayısız küfür sıraladığım film.. Ya bu kadar mı duygu sömürüsü yapılır bir filmde.. Tamam huzurevlerini anlatmak istiyorsun ki bakış açın güzel, farklı diyecekken tam; her sahnede birini öldürüyorsun arkadaşım! Yok ayrılanlar, ölenler, ağlayanlar (ki ağlayanlara hemen parantezimi açıp bir kez daha Sayın Kırmızıgül'e seslenmek isterim.. Ya Nejat Uygur'u ağlatıyorsun, karşısında da Erol Günaydın'ı ağlatıyorsun.. E tabii ki yürek dayanmaz buna seyirci de ağlar)..

    Filmi izlemeyi bitirdiğimde ağlamaktan gözlerim ve burnum kıpkırmızı, içimde yumru şeklinde bir acı ve her tarafa saçılmış kağıt mendiller vardı. Bu film iyi miydi şimdi? Yeni bir Babam ve Oğlum dalgası yakalamaya çalışmış ki yanından bile geçemez sığ kalmış. Bir senaryo olduğundan bile şüphelenmeye başladım şimdi.. Tabi ki oyunculuklara birşey söyleme gibi bir durum söz konusu bile olamaz, muhteşem bir kadrosu var.

    Ağlamak isteyenlere, böyle acıdan büklüm büklümüm ama ağlayamıyorum diyenlere şiddetle tavsiye ederim.**
    (feeling the blanks 05.11.2008 16:45)
  10. beni yıllar sonra * televizyon önüne oturtup, reklamları dahi bekletebilmiş tek yapım. sonuç; mahsun kırmızıgül müzik değil, film yapmalı.
    (gilgalad 04.09.2009 22:40)
  11. şimdi öncelikle filmi izlemedn önce oturup ciddi ciddi yaklaşık 1 buçuk saat pek çok yerden pek çok yorum okudum ilgi ile.
    Yani, filme ağlamak için gidenlere mi gülsem, ağlatamadığından isyan edenlere mi gülsem, babam ve oğlum ile karşılaştırıp taklit olduğunu iddia edenlere mi gülsem, batıyı küçük düşürüyor diyenlere mi gülsem şaşırıp kaldım açıkçası.

    yani bir ön yargı bu kadar mı her şeyin önünde olur! bazı yerlerde kamera açılarının berbat olduğu hakkında yorumlar okudum. böyle bir dünya yönetmen ve film ismini de örnek göstererek. arkadaşlar o kadar film izlemişler, o kadar yönetmen ismi ezberlemişler ama hala yönetmenin işinin kamera açısı belirlemek olduğunu zannediyorlar! hani bir yerlerden bok atayımda ne olursa olsun derdinde. o kamera açısından kötülüğünden bahsedenlere ilk yorumum; sete adımını atmayan yönetmenler bile var arkadaşım. ve o beğenmediğin kamera açılarını yerleştiren adam ki kendisine görüntü yönetmeni denir ve bu filmdeki ismi eyüp boz dur ve yine senin ayılıp bayılarak izlediğin onca film ve diziye imza atmıştır. ve anca vasat izleyicilerin beğenebilceği bir film diyerekten aslında kendinin ne kadar vasat bir izleyici olduğunu gösteriyorsun. ha eyüp boz çok mu iyi iş çıkarmıştır? bence değil, ama nedeni kamera açısı değil, focus puller olan serdar güz ün kötü ayarlanmış diyaframla netlik ayarına göz yummasından ötürü.
    bir de şu var;" onca usta oyuncuya rağmen kötü yönetilmiş film" deniyor. bir film yönetmeni ne iş yapar bence önce oturup o öğrenilmeli.
    iyi bir senaryonuz, iyi bir görüntü yönetmeniniz ve ışıkçınız, iyi oyuncularınız, iyi müzikleriniz, sizi tam destek veren iyi bir yapımcınız ve içinizde azcık olsun bir heves varsa inanın sizdende, bendende iyi bir yönetmen olur. Asıl mesele zaten o saydıklarımı bir araya getirmekte. ve işte o işi yapana yönetmen deriz.
    mahsun kırmızıgül bu konuda oldukça başarılı. her şey layıkiyle yapılmış.
    ve şu da var; ben babam ve oğlum la ilgili hiç bir benzerlik bulamadım. yani hüzünlü bir film diye benzerlik kurup eleştiriyorsanız o eleştirileri kendinize saklayınız efendim. ben size babam ve oğlum benzeri ondan önce çekilmiş başka filmler sayarım.

    Ha senaryoda kopukluk yok mu, var. adapazarı sonrası yaşıyoruz bu kopukluğu bence. tuz gölünden sonra iyiden iyiye kendini hissettiriyor. ve diyarbakırdaki ağırlama, tanıtım çalışmaları vs. daha kısa ve öz anlatılsaymış daha iyi olurmuş. velhasıl ilk yarının başarısını ikinci yarıda pek göremedim. başka kopukluklar yok muydu? vardı elbet misal düğün gecesindeki emel sayın konseri hiç yakışmamış akışa.
    yıldız kenter dışında, toron karacaoğlu, salih kalyon, tomris oğuzalp, tanju tuncel, bilge zobu, cihat tamer, erol demiröz, ali sürmeli gibi isimleri bir arada görmek ayrı bir zevk. özellikle tanju tunceli çıkarmam hayli bir süre aldı makyajı ve oyunculuğu ile. ben sadece sarp apak ı pek beğenmedim. adam babası ile son kez konuşurken bile gülecekmiş gibi geldi bana.

    filmin prodüksiyonunu yeni bir yapım şirketi olan boyut film yaparken görsel efektleri ds nitris hazırlamış. erhan tursun yönetmen yardımcılığını üstlenmiş.
    genel itibarı ile iyi bir filmdir. özellkle ilk tecrübe olması dolayısıyla. hele ki arog, recep ivedik 2 veya avrupalı gibi yapımlar baz alındığında oldukça iyi bir yapımdır. belki biraz daha kısa tutulsa ve o son kısımlar daha özet geçilse daha iyi olabilirmiş.
    (merlin 05.12.2009 15:36)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.